SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ADAHİ BAHSİ

<< 1972 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

29 - (1972) حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن أبي الزبير، عن جابر،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم؛ أنه نهى عن أكل لحوم الضحايا بعد ثلاث. ثم قال بعد: (كلوا وتزودوا وادخروا).

 

{29}

Bize Yahya b. Yahyâ rivayet etti. (Dediki): Mâlik'e, Ebu'z-Zubeyr'den dinlediğim, onun da Câbir'den, onun da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet ettiği  şu hadîsi okudum.

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç geceden sonra kurban etlerinin yenmesini yasak etmiş, biraz sonra:

 

«Yeyin azıklanın ve biriktirin!» buyurmuşlar.

 

 

30 - (1972) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا علي بن مسهر. ح وحدثنا يحيى بن أيوب. حدثنا ابن علية. كلاهما عن ابن جريج، عن عطاء، عن جابر. ح وحدثني محمد بن حاتم (واللفظ له). حدثنا يحيى بن سعيد عن ابن جريج. حدثنا عطاء قال: سمعت جابر بن عبدالله يقول:

 كنا لا نأكل من لحوم بدننا فوق ثلاث منى. فأرخص لنا رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال (كلوا وتزودوا).

قلت لعطاء: قال جابر: حتى جئنا المدينة؟ قال: نعم.

 

{30}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Alî b. Mushir rivayet etti. H.

Bize Yahya b. Eyyûb da rivayet etti. (Dediki): Bize İbn-i Uyeyne rivayet etti.

 

Her iki râvi İbn-i Cüreyc'den, o da Ata'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etmişlerdir. H.

 

Bana Muhammed b. Hatim dâhi rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd, İbnü Cüreyc'den rivayet etti. (Demişki): Ata' şunu söyledi. Ben Câbir h. Abdillâh'ı şunu söylerken dinledim :

 

  Biz Minâ'nın üç gecesinden fazla develerimizin etlerinden yemezdik. Sonra Resûlullah  (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize ruhsat vererek:

 

«Yeyin ve azıklanın!» buyurdular.

 

Ben Atâ'a :

 

«Câbir! Nihayet Medine'ye geldik mi?» diye sordu, dedim.

 

  Evet, cevâbını verdi.

 

 

31 - (1972) حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا زكرياء بن عدي عن عبيدالله بن عمرو، عن زيد بن أبي أنيسة، عن عطاء بن أبي رباح، عن جابر بن عبدالله. قال:

 كنا لا نمسك لحوم الأضاحي فوق ثلاث. فأمرنا رسول الله صلى الله عليه وسلم أن نتزود منها، ونأكل منها (يعني فوق ثلاث).

 

{31}

Bize îshak b. İbrahim rivayet etti. (Dediki): Bize Zekeriyya b. Adiyy, Ubeydullah b. Amir'den, o da Zeyd b. Ebî Uleyse'den, o da Atâ b. Ebî Rebah'dan, o da Cabir b. Abdillah'dan naklen baber verdi. Câbir şöyle demiş :

 

— Biz kuban etlerini üç geceden fazla tutmazdık. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize onlardan azıklanmamızı ve yememizi emir buyurdu. (Üç geceden fazla duran etleri demek istiyor.)

 

 

32 - (1972) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا سفيان بن عيينة عن عمرو، عن عطاء، عن جابر. قال:

 كنا نتزودها إلى المدينة، على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

{32}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyân b. Uyeyne, Amr'dan, o da Atâ'dan, o da Câbir'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş):

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında biz onlarla Medine'ye giderken azıklanıyorduk.

 

 

İzah:

Bu hadîsin Câbir rivayetini Buhârî ile Nesâî «Hacc» bahsinde tahrîc etmişlerdir.

 

Cabir r.a.'in buradaki rivayetinde «Ben Atâ'a :

 

— Câbir; «Nihayet Medine'ye geldik mi?» diye sordu, dedim.

 

— Evet! cevâbını verdi.» deniliyor. Bu suâli soran râvi İbn-i Cüreyc'dir. Buhârî 'nin rivayetinde aynı suâle Hz. Câbir'in «Hayır!» diye cevap verdiği görülüyor. İki rivayetin arası şöyle bulunmuştur. Atâ ', Buhârî rivayetinde Câbir'in «Evet!» dediğini unutmuş da «Hayır!» dediğini zannederek cevap vermiş. Müslim'in rivayetinde Câbir'in sözünü hatırlayarak «Evet!» dediğini bildirmiştir.

 

Kaadî İyâd diyorki: «Ulemâ bu hadîslerle amel hususunda ihtilâf etmişlerdir. Bir cemaat kurban etlerinin üzerinden üç gün geçtikten sonra artık o etler yenmez. Bu hadîslerin ifade ettiği haram hükmü bâkîdır, demiş. Cumhur ulemâ ise, kurban etlerinin üç gün sonra dahi yenilebileceğine kail olmuşlardır. Onlara göre nehiy buradaki Câbir hadîsi ve diğer bazı rivayetlerle neshediîmiştir. Bu nesih sünnetin sünneti neshetmesi kabilindendir. Bir takımları bunun nesh olmadığını söylemiş. Buradaki haram kılınmanın bir illetden dolayı olduğunu, illet ortadan kalkınca haram hükmü de kalktığını iddia etmişlerdir. Onlara göre buradaki illet yardım talebiyle gelen zayıf bedevilerdir. İlk zamanlar müslümanlara üç günden sonra kurban etlerini yemeleri bu zavallılara versinler diye haram kılınmıştı. Bu illet ortadan kalkınca artık yeyip biriktirmeleri emrolunmuştur. Nitekim bu cihet Abdullah b. Vâkıd rivâyetindeki Hz, Âişe rivayetinden de anlaşılmaktadır.

 

Dâffe: Beraberce hafif bir yürüyüş yapan cemaat demektir. Dâffetül-Ârâb bunların Mısır'a gelenleridir. Burada onlardan murad yardım bekleyen zayıf bedevilerdir.

 

«Kurban etlerinin evvelce yasak edilmesi tahrim için değil, kerahet bildirmek içindi» diyenler de vardır. Bunlara göre kerahet hala bakidir. Fakat üç günden sonra kurban etini yemek haram değildir. Böyle bir illet bugün de zuhur etse, üç günden sonra geriye kalan kurban etleri yine isteyen fakirlere verilir. Hadîs-i şerif aynı mânâya hamledilirdi. Hz. Ali  ile İbn-i Ömer (Radiyallahu anh)'ın mezhebîeri budur.

 

Sahîh olan, hadîsin mutlak surette neshedilmesidir. Yâni nehiy hadîsinden haram mânâsı kalmadığı gibi, kerahet mânâsı dâhi kaldırılmıştır. Bugün artık kurban etlerini üç gün değil, dilediği zamana kadar biriktirmek ve istediği zaman yemek herkese mubahtır. Hz. Câbir hadîsiyle bu bâbın sonunda göreceğimiz Büreyde hadîsi bu hususta açık delildirler.

 

Kurban etinin ne kadarı yenilip, ne kadarı tasadduk edileceği de ihtilaflıdır. Alkame'nin îbn-i Mes'ud 'dan rivayetine göre kurban üç'e pay edilerek üçte biri yenilecek, üçte biri hediye olarak verilecek, üçte biri de tasadduk edilecektir. Bu kavil Atâ'dan da rivayet edilmiştir. İmam Şafiî ile İmam Ahmed'in ve İshâk'ın mezhebîeri de budur. Sevrî kurban etinin ekserisi tasadduk olunur, demiş. Hânefîler'e göre de müstehab olan et'i üç'e pay etmektir.

 

Kurban adayan kimse fakir olsun, zengin olsun o kurbanın etinden yiyemez. Dört mezhebin imamları bu meselede müttefiktir. Yalnız İmam Ahmed'den bir rivayete göre adak sahibi kurbanından yiyebilir.

 

Kurban etinden yemek ekseri ulemâya göre müstehab; Zahiriler'e göre vâcibdir.